Uzun bir aradan sonra herkese merhabalar. Uzun bir süre yeni bir yazı yazamamın en temel sebebi vakit darlığı. Ve dolayısı ile bu yüzden Teknobeyin'e şu sıralar vakit ayıramadım pek. Fakat bundan sonra elimden geldiğince hergün içerik girmeye özen göstereceğim. Herneyse, konumuza dönelim. Konumuz; başlıktan da anlayabileceğiniz gibi kaynak gösterilmeme konusu ile alâkalı. Şöyle ki; Teknobeyin'e yazdığım yazıların Google'daki sıralamasına bakmaya aşırı derecede ihtiyaç duymuyorum. Çünkü yazdığım yazıların çoğunluğunun ya 1. sırada ya da ilk sayfada olduğunu biliyorum. Bunu ukalalık olarak algılamayın. Fakat "görünen köy kılavuz istemez" diye de bir söz vardır. Dolayısı ile verdiğim emeklerin Google'da iyi bir sıralamada olması kadar doğal birşey olamaz diye düşünüyorum. Herneyse, ben sıralamalarıma baktığım zaman bazen oldukça yüzümde tebessüm oluşturan görüntüler ile karşılaşıyorum. Bu yazımda da bu tebessümün sebebini anlatmaya çalışacağım...
Yazdığım makalelerin veyahut haberlerin Google'daki sıralamalarına baktığım zaman doğal olarak diğer sıralamalara da bakmak durumunda kalıyorum. Ve bazen bu durumlarda oldukça komik durumlar oluyor. Şöyle ki; kendim ter dökerek, emek vererek belki de saatlerimi ayırarak yazdığım makaleleri veyahut haberleri vs. başka sitelerde görüyorum. Ve o kişiler benim yazım ile sıralama da benim ile rekabet ediyor. Ve bu oldukça komik birşey. Çünkü o kişilerin beni sıralamada geçmeyeceği ne malum? Dolayısı ile kendi emeğim ile başkasının beni sıralamada geçmesini iyi birşey diyerek karşılayamam açıkçası. Fakat elden de pek birşey gelmiyor. Çünkü yazımı başka sitelerde gördüğüm zaman "Yazımı kaldırabilir misiniz?" gibi birşey söylesem konuşta konuş.. Buna da vaktim yok. O yüzden tek çözüm; gülmek. Başka bir çözümü yok çünkü. En azından yazılarımı aldıklarında anlıyorum ki ben birşeyleri başarabilmişim ki yazılarımı alıyorlar. Dolayısı bir yandan da başarılı olduğumu istemeden de belki bana söylemiş oluyorlar. Kaynak gösterenlerde oluyor elbette. Fakat bazıları kaynak göstermeye tenezzül bile etmiyor. Fakat şunu asla unutmayın; "Meyve veren ağaçtan herkes meyve yemek ister, fakat meyvelerin asıl sahibi ağacın sahibidir."
Kişisel bir yazı oldu belki fazlası ile, fakat bu konu hakkında bir yazı yazmak istiyordum uzun zamandır. Şimdi yazımı tamamlayıp yayımlamak istedim. En azından belki yazılarımı kendi bloguna alarak Teknobeyin'e rakip olmak isteyenler, Teknobeyin'i Google sıralamalarında geride bırakmak isteyenler varsa belki bu yazımı görünce belki bu hayâllerinden vazgeçerler. Ama olsun, hayâl kurmanın da kimseye bir zararı yok.
Ayrıca Teknobeyin'i takip etmeye devam edin. Çünkü çok daha aktif bir Teknobeyin sizleri bekliyor.
Herkese iyi çalışmalar.
Sitenizin ve doğal olarak sizin başarınızın taklitlere maruz kalması pek de şaşırtıcı değil. İnsanlarımızın giderek hazıra alıştırılmış olduklarını görmek bunun belirtisi olabilir. Ancak sizin de dediğiniz gibi meyvenin asıl sahibinin kim olduğu apaçıkken bu meyveleri veren ağaçların kıymetini bilen ziyaretçileri de gün gibi açıktır.
Bu sebeple de başarılarınızın daha da değerleneceğinden ve artacağından hiç kuşkum yok.
İyi çalışmalar...